Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Ocak 2011 Pazar

21 Ocak 2011 Cuma

fık.ır fik.ir


[akçansa betonik fikir yarışması 2009-2010 güz


Antep projesinde geliştirilen 'tüp geçitle çevreyi dolaşma' fikrinin devamında türeyen strüktürler. 'heykel olma' _yapma bunalımıydı bende ki. bir çok maket denemesinden sonra az da olsa sıyrılmıştı bunalımından(!)
koridorlarda dolaşırken bir betonik fikirdir gidiyordu. 'bu benim işim değil,daha mini bir 2'yim!'dedim. bunun üzerinde hocam Prof.Dr.Nur Esin 'e hadi katılın' dedi. saygım büyük,hoca lafı dinlenir!
başvurular yapıldı Nildenb. ile. uzunca süren proje teslim dönemi sonrası İzmir'e uçarak kaçtık.
yarışma projesinin son gecesindeyiz. ne yapsak,ne yapsak? e o kadar başvurduk,yabana gitmesin! dedik ve gece 12 oturduk başına projenin.
Kent mobilyası tasarımı.gölgelik,sergi,dinlenme derken...İzmir kordon gelir akla. gidenler bilir! orda yazın sıcağında güneşin altında içmek biraz bayıltır adamı.kuytu,köşe ararsın,ama 3-4 çılız ağaçtan,yüksek palmiyelerden başka yer bulamazsın. çalıların ardında hep 2 kumru vardır,oturamaz,uzaklaşırsın! e biz de bunları düşündük,ve tabi ki kumruları da :)
hafif beton(!) insanlar evirsin,çevirsin,otursun,yatsın,sevişsin.
Cumhuriyet meydanında yapılan sergiler sonra...onlar yerine bunlar kullanılsın dedik.
bir sürü şey dedik o gece. sabah 6 sularında bitti her şey. tek şey kaldı geriye,bastırıp göndermek.
baskı indirimli hali 35tl,2 oluklu mukavva bulabilmek için arşınlanan Alsancak sokakları,ve anca Alsancak'ın arka sokaklarında yer alan 'bornova sokak'ının oralarda,gizli,saklı bir yerinde oluklu mukavva deposu(!) trajikomiktir,muhteşem bir yer,ama orda. Bornova sokağını da bilenler bilir!
gönderildi.
sonuç: Finale kaldınız,bekleniyorsunuz.
davete gidildi.
sonuç: şarap ve beton 2 saksı,üzerinde 2 çam ağacı.
geriye kalan,sadece saksı.
değil tabi ki!
kıssadan hisse:
1gece,1proje,2kişi.
denenmeli.


19 Ocak 2011 Çarşamba

iç.

içimizdekiler ya da içinde olduklarımız...
nerede birleşiyorlar ya da nerede ayrılıyolar birbirinden...

yaşların ayrılıdığı yer..
kirpiklerin ve gözün beyazı arasındaki kırmızı mı
yanaklarında süzülüp aktıktan sonra çenenin ucundan damladığı an mı

ya da

yaşlardan boğulduğun anda çenenle birleşip dudaklarınla buluştuğu yer mi



12 Ocak 2011 Çarşamba

k.Art


Nildenb.

şimdi bu yazılar biraz noktasız olucak..(hayır!derken istemsiz noktacılar geldi!) işaretsiz*

yeni yıl kartı yapıcam annemlere üzerinde İstanbul ve Paris silüeti olucak iyi de İstanbul senin Paris senin onlar için ne yapıcaksın kıskanmıstım belki evet itiraf ediyorum ve sözlerimi bu gelen kartla geri alıyorum İstanbulda gelen ilk yeniyıl kartım içindekiler umut vaat eden cümleler biraz dikkat Nildenb
Paris aşkmeşk deyince aklıma birden çok eski olmayan ama araya sıkışmış bi hikaye geldi akla ah Eiffelin tepesinden gelen ilk mesaj sanırım ikincisi de yolda :D
devamı gelicek deyince 14 şubat geldi aklıma anlamsız ama öyle bir şey var işte yani neyse 2010 14 Ş geldi aklıma ah

sonra

je ne veux pas travailler
je ne veux pas déjeuner
je veux seulement l'oublier
et puis je fume

diye giden çok sevdiğin Pink Martini şarkısının bu tembel cümlelerini öğretmeye ve tabi ki öğrenmeye çalıştığımız zaman erasmus mülakat arifesi
sonra senin panik anların
domuz gribi oluşun
ve yazın ortasında zatüreye kapılışın falan
seni hep hasta ve panik hatırlıcam naber ? :D

ve artık bu tembel şarkı sözlerini ruhuma hiç uymayan bir şekilde ezbere biliyorum:P
Paris je t'aime filmindeki hikayelerden hangileri senin olucak bakalım
hikayen bol olsun

hoşçakal
İstanbul
demek vaktidir


notçuk: noktasız yazmak çok zor ...imiş
kelimeler noktalı zaman noktasız 'olmuyor galiba..
ha bir de o mutlu yıllar 2011 değil, Nesrin,Eylül bişi olucak..zor gelmiş farkettim :P
bir de bir de derken...isminin bir daha yanındakiyle karıştırılmayacağı arkadaşların olsun,yoksa kıskanırım çok biliyosun!

5 Ocak 2011 Çarşamba

oy.un


büyüdüm ben anne...

oyunsuz olmuyor...oyuna fazla kaptırınca da proje gitmiyor

.hikaye

kil.II

bazen çocuk olmak lazım...çocukluğa geri dönmek değil de..olmak gerek işte
kaygısını duymadan çizmek,buruşturmak,dokunmak gerek...
kutunun içindeki koyunların hayalini kurmak gerek.

4 Ocak 2011 Salı

.git

bilgisayarı bir gün hayatımdan çıkarabilcek miyim bilmem!
hem gitsin istiyorum hem de kalsın...bugün ki tembelliğimi ona m vermek lazım,bilemedim. karar veremedim seni hayatımdan çıkarmaya...
her yıl başı birileri eksiliyor hayatımdan..sanırım genelde 'nasıl başlarsa öyle gider' değil, ben de 'nasıl bitirdiysen öyle biter' işliyor...
bazen hiçbirinizi tanımak istemiyorum...hepiniz dünyamdaki oyuncularım olarak kalın! of çok bencilim...e mahkumluğumu ilelebet sunuyorum önüme...yalnızlık mahkumu
aslında çok çocukça tüm düşlerim..uzaktan izlediğim,iç geçirdiğim kadarıyla benim olun,benimle olun oyun.caklarım.
çok rengin,çok şeklin,düşün olduğu hikayenizin içindeki mahkum olmalıydım belki.
bundan sonraki rolüm bu.. ama bazen her şey istediğin gibi olmuyor
kalıveriyorsun
bir bakmışsın 'hoşçakal demişsin
..
ne büyük yalan
hoşça kalınmıyor okuyucu
biliyorsun
ve evet bu ara korkutuyorsun
bir gün sen de gitme..olur mu?
gelenek bu ya
gidersen
'hoşçakal'
olurmu